Yeşil Mutabakat ‘ın temel taşlarından biri, uluslararası ticari faaliyetlerin karbon ayak izini azaltmak. AB, karbon vergisi gibi araçlarla küresel sera gazı emisyonlarını düşürmeye yönelik çalışmalarını ticari ortaklarıyla paylaşıyor.
Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar dünyanın ilk karbon nötr kıtası olma hedefiyle iddialı bir yolculuğa çıktı. Bu amaçla hayata geçirilen Avrupa Yeşil Mutabakatı, sadece Avrupa’nın değil, tüm dünyanın geleceğini şekillendirecek bir dönüşümün habercisi oldu.
Nasıl Ortaya Çıktı?
Aralık 2019’da göreve başlayan yeni Avrupa Komisyonu üyeleri, iklim değişikliği ve çevre koruma konularında iddialı bir dizi önlem açıkladı. Avrupa Yeşil Mutabakatı olarak adlandırılan bu plan, önümüzdeki on yıl içinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sera gazı emisyonlarını %50 oranında azaltmayı ve Avrupa’yı dünyanın ilk karbon nötr kıtası haline getirmeyi hedefliyor.

Ancak bu hedeflere ulaşmak için önerilen yol haritası, AB’nin ticaret ortakları için önemli sonuçlar doğurabilecek bir madde içeriyor. AB, karbon sınır düzenleme mekanizması olarak da bilinen bir karbon sınır vergisi getirmeyi planlıyor. Bu vergi, AB’ye ithal edilen malların karbon emisyon miktarına göre belirlenecek. AB ile uyumlu karbon fiyatlandırma mekanizmalarına sahip ülkelerdeki üreticiler vergiden muaf tutulabilir.
Bu politika Avrupa’da önemli destekçilere sahip olsa da, yüksek karbon ayak izine sahip şirketler için kısa vadede ciddi zorluklar yaratabilir. Ayrıca, halihazırda gümrük savaşları, yeniden müzakere edilen anlaşmalar ve artan korumacılıkla sarsılan küresel ticaret sisteminde yeni bir sorun kaynağı olabilir. Örneğin, AB ithalatına ton başına 30 dolarlık bir CO2 emisyonu vergisi uygulanması durumunda, ham petrolün varil başına 30 ila 40 dolar arasında kalması halinde yabancı üreticilerin kar marjının yaklaşık %20 azalabileceği tahmin ediliyor. Bu vergi, özellikle ithal yassı çelik ürünlerinde karları ortalama %40 oranında düşürebilir. Eklenen maliyetlerin etkisi, tedarik zincirinin daha alt aşamalarında da hissedilecektir.

11 Aralık 2019’da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen tarafından duyurulan Yeşil Mutabakat, Avrupa’nın yeni büyüme stratejisinin merkezinde yer alıyor. Bu strateji, ekonomik büyümeyi çevresel sürdürülebilirlikle birleştirerek 2050’de karbon nötr bir Avrupa hedefliyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, iklim değişikliğiyle mücadelede tarihi bir adım olmanın ötesinde, yeni ekonomik fırsatlar ve daha yaşanabilir bir dünya için umut vaat ediyor.
Ekonomik büyüme artık sadece rakamlardan ibaret değil. Daha adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek için ekolojik dengeyi gözeten yatırımlar önem kazanıyor. İklim krizinin yarattığı sorunlara karşı daha yaşanabilir bir dünya inşa etmek ve mevcut sistemi insan odaklı bir şekilde dönüştürmek için elimizde ortak kabul görmüş yol haritaları var. İşte bu noktada, Avrupa Yeşil Mutabakatı öne çıkmaktadır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Önemi
2019 yılında imzalanan Yeşil Mutabakat, Avrupa Birliği’nin iklim kriziyle mücadeledeki kararlılığını somutlaştırıyor. 2050 yılına kadar Avrupa’yı iklim nötr bir kıta haline getirmeyi hedefleyen mutabakat, kapsamlı ve dönüştürücü politikaları içeriyor. Bu hedef doğrultusunda Ar-Ge ve inovasyon projelerine büyük önem veriliyor. Yeşil Mutabakat, sadece Avrupa içinde değil, AB’nin iş birliği yaptığı ülkeler için de geçerli olacak yeşil standartlar belirlemeyi amaçlıyor.
Peki, bu iddialı mutabakat hangi alanları kapsıyor ve neler vaat ediyor?
Yeşil Mutabakat Eylem Planı, Avrupa kıtasını daha sürdürülebilir bir geleceğe taşıyacak iddialı bir dönüşüm öngörüyor. Bu kapsamda, temiz ve döngüsel bir ekonomiye geçişle kaynakların daha verimli kullanılması, biyoçeşitliliğin restore edilmesi ve kirliliğin azaltılması hedeflenmektedir. Bu geniş kapsamlı planın çerçevesini ise aşağıdaki politika alanları oluşturmaktadır:
- Temiz enerji
- Sürdürülebilir sanayi (Sürdürülebilir, çevreye saygılı üretim döngüleri)
- İnşaat ve renovasyon (Daha temiz ve yeşil bir inşaat sektörü)
- Tarladan sofraya (Daha sürdürülebilir gıda sistemleri)
- Kirliliğin ortadan kaldırılması
- Sürdürülebilir hareketlilik (Daha sürdürülebilir ulaşım araçları)
- Biyoçeşitlilik (Kırılgan ekosistemi koruyacak önlemler)
Yeşil Mutabakat eylem planı, karbon emisyonlarının sıfırlanması, enerji sektörünün karbondan arındırılması, çevre dostu teknolojilere yatırım yapılması, üretimde inovasyonun teşvik edilmesi ve kaynak kullanımına bağımlılığın sona erdirilmesi gibi iddialı hedefler içeriyor. Bu hedeflere ulaşırken, hiçbir bölge ve topluluğun geride bırakılmaması, yaşam kalitesinin herkes için kapsayıcı bir şekilde artırılması da öncelikli hedefler arasında yer almaktadır.
Bu büyük dönüşümün başarıya ulaşması için tüm sektörlerin ve paydaşların aktif katılımı ve iş birliği gerekmektedir.
İklim Değişikliğiyle Mücadelede Yeni Bir Dönem
İklim değişikliği ve çevre sorunları, Avrupa ve dünya genelinde giderek daha ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu zorluklarla başa çıkmak için Avrupa Birliği, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile iddialı bir girişimde bulunuyor. Bu kapsamlı strateji, AB’yi daha modern, kaynak verimliliği yüksek ve rekabetçi bir ekonomi haline getirmeyi amaçlıyor.

Hedef 2050: Net Sıfır Emisyon
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en temel amacı, 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmaktır. Bu hedef, ekonomik büyümeyi doğal kaynak tüketiminden ayırmayı ve toplumun tüm kesimlerinin bu dönüşümden yararlanmasını sağlamayı içeriyor.
COVID-19 Sonrası Yeşil İyileşme
Yeşil Mutabakat, aynı zamanda COVID-19 pandemisinin etkilerini hafifletmek için bir fırsat sunuyor. Yeni Nesil AB Toparlanma Planı’ndan sağlanan 1,8 trilyon avroluk yatırımın büyük bir kısmı, yeşil dönüşümü desteklemek için kullanılacak.

Yeşil Mutabakat İçin 7 Temel Amaç
Avrupa Yeşil Mutabakatı, geniş bir yelpazede dönüşümü hedefliyor. Bu kapsamda, ekonomiden ulaşıma, sanayiden enerjiye, yaşam tarzlarından küresel iş birliğine kadar birçok alanda önemli adımlar atılacak.
- Ekonomimiz ve Toplumlarımızın Dönüşümü: Sürdürülebilir ve adil bir ekonomi için yeşil yatırımlar ve inovasyon teşvik edilecek.
- Ulaştırmanın Herkes İçin Sürdürülebilir Kılınması: Temiz ve akıllı ulaşım sistemleri geliştirilerek karbon emisyonları azaltılacak.
- Üçüncü Sanayi Devrimine Öncülük Edilmesi: Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik bir araya getirilerek endüstriyel dönüşüm hızlandırılacak.
- Enerji Sistemimizin Temizlenmesi: Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılarak enerji üretimi ve tüketimi daha temiz hale getirilecek.
- Daha Yeşil Yaşam Tarzları İçin Binaların Yenilenmesi: Enerji verimli binalar teşvik edilerek yaşam alanları daha sürdürülebilir hale getirilecek.
- Gezegenimizi ve Sağlığımızı Korumak İçin Doğayla Birlikte Çalışmak: Biyoçeşitlilik korunarak doğal kaynaklar daha sürdürülebilir şekilde yönetilecek.
- Küresel İklim Eylemlerinin Güçlendirilmesi: Uluslararası iş birliğiyle iklim değişikliğiyle mücadelede küresel çabalar desteklenecek.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sadece iklim değişikliğiyle mücadele değil, aynı zamanda daha adil, refah ve sağlıklı bir gelecek inşa etme hedefini taşıyor. Bu iddialı planın başarıya ulaşması, hem Avrupa’nın hem de tüm dünyanın geleceği için büyük önem taşıyor.
Yeşil Mutabakat İçin Nasıl Hazırlanabilirsiniz?
Dünyanın önde gelen danışmanlık şirketlerinden Boston Consulting Group, AB üyesi olmayan ve daha önce sıkı yaptırımlara maruz kalmamış ülkelerin rekabet edebilmek için hızlıca yeni yetenekler geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sağlamak ve bu dönüşümden faydalanmak için Türkiye’nin çeşitli alanlarda adımlar atması gerekiyor:
Sürdürülebilir Enerjiye Geçiş
- Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak enerji üretiminde karbon emisyonlarını azaltmak.
- Enerji verimliliğini artırmak için binalarda, sanayide ve ulaşımda enerji tasarrufu önlemleri almak.
- Akıllı şebeke teknolojilerini kullanarak enerji yönetimini optimize etmek.
Döngüsel Ekonomiye Geçiş
- Atık yönetimi sistemlerini geliştirerek atık miktarını azaltmak ve geri dönüşümü artırmak.
- Ürünlerin tasarım aşamasından itibaren döngüsel ekonomi prensiplerini göz önünde bulundurmak.
- Kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayacak yeni iş modelleri ve teknolojiler geliştirmek.
Sanayi ve Ulaşımda Dönüşüm
- Sanayide enerji verimliliğini artırmak ve düşük karbonlu teknolojilere yatırım yapmak.
- Elektrikli araç kullanımını teşvik etmek ve şarj altyapısını geliştirmek.
- Demiryolu ve denizyolu taşımacılığını güçlendirerek karayolu taşımacılığının karbon ayak izini azaltmak.
Tarım ve Gıda Sistemlerinde Sürdürülebilirlik
- Sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik ederek toprak ve su kaynaklarını korumak.
- Gıda israfını azaltmak ve gıda güvenliğini sağlamak.
- Yerel ve mevsimlik ürünleri destekleyerek gıda tedarik zincirlerinin karbon ayak izini azaltmak.
Finansal Sistemin Yeşillendirilmesi
- Yeşil finansman araçlarını geliştirerek sürdürülebilir projelere yatırım çekmek.
- Bankaların ve finans kuruluşlarının çevresel riskleri dikkate almasını sağlamak.
- Sürdürülebilirlik kriterlerini yatırım kararlarına entegre etmek.
Kapasite Geliştirme ve Farkındalık Artırma
- Yeşil Mutabakat’ın gerektirdiği dönüşüm için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmak.
- Toplumda sürdürülebilirlik bilincini artırmak ve yeşil yaşam tarzlarını teşvik etmek.
- Kamu, özel sektör ve sivil toplum arasında işbirliğini güçlendirmek.
Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türkiye için zorlu bir süreç olsa da aynı zamanda yeni fırsatlar sunuyor. Bu dönüşüm sürecine erken ve etkili bir şekilde hazırlanan Türkiye, hem çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilir hem de ekonomik rekabet gücünü artırabilir.